Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün kusursuz stratejisi, ulusumuzun ve ordumuzun büyük özverisiyle kazanılan 30 Ağustos Zaferi'yle, tam bağımsız, laik, demokratik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının yolu açılmıştır. 30 Ağustos Zaferi, Türkiye Cumhuriyeti’nin hiç sönmeyecek bir güneş gibi doğuşunu müjdelemiştir.
30 Ağustos Zaferi, Sevr düşü peşinde koşanların emellerini hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceklerini gösteren bir zaferdir. Savaş alanında tarih yeniden yazılırken, Türk Ulusu'nun gelişip güçlenmesinin geçmişte olduğu gibi gelecekte de engellenemeyeceğinin en anlamlı mesajı verilmiştir.
Ancak bugün Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşlarının, emperyalistlerin oyuncağı haline gelmiş ve çağın gerisinde kalmış bir imparatorluktan; bağımsız, çağdaş bir ülke yaratmasını hala hazmedemeyenlerin olduğu açıktır.
Bu hazmedemeyiş, 15 Temmuz’u kendi zaferi ilan edenlerin, 30 Ağustos’ta emperyalizme karşı başkaldırışı ve kazanılan eşsiz zaferi yok saymalarıyla kendini göstermiştir. MEB, e-okul iş takviminde, 15 Temmuz’u özel gün olarak işaretlerken, ulusumuz için en kutlu, en gurur verici ulusal bayramlardan biri olan 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı unutmuş, Eğitim-İş’in konuyu gündeme getirmesi ve kamuoyunun yoğun tepkisi üzerine yanlışını düzeltmek zorunda kalmıştır.
Cumhuriyeti ve devrimlerini, Atatürk’ü ve laikliği hedef alan bu zihniyet yeni değildir. Biz bu kasıtlı unutkanlığın, siyasi iktidarın Cumhuriyet alerjisinin bir yansıması olduğunu çok iyi biliyoruz.
Biz bu zihniyetin, iktidarda olduğu süre boyunca, çeşitli bahaneler ileri sürerek ulusal bayramlarımızın kutlanmasını yasaklama çabalarına defalarca tanık olduk.
Biz bu zihniyetin, Kocatepe’deki “Zafer Yürüşü”nü nasıl bilinçli olarak eziyete dönüştürdüğünü, Türkiye’nin dört bir yanından yürüyüşe katılan insanları aç susuz bırakarak, zaferin 100. yıldönümüne nasıl gölge düşürmek istediğine şahit olduk.
30 Ağustos’a özel bir alerjileri var, çünkü 30 Ağustos, ulusumuzun hürriyet ve bağımsızlık mücadelesinin ölümsüz bir anıtıdır.
Çünkü 30 Ağustos, bu topraklar üstünde yaşayan insanların tebaadan ulusa dönüşmesinin en önemli basamaklarındandır.
Çünkü dünyadaki mazlum halklara ilham kaynağı olan 30 Ağustos Zaferini, hayran oldukları sömürge olma sevdalısı padişah değil, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, yoldaşları ve ulusumuz kazanmıştır.
Atatürk cumhuriyetinin nimetlerinden yararlanıp Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığını sürdürenler bilsinler ki;
Bizim zaferimiz 30 Ağustos’tur!
Bizler bu en kutlu Zafer gününü anmayan ve anlatmayanları, bilinçli olarak değersizleştirmek isteyenleri unutmayacak ve unutturmayacağız. 100 yılın miladında, o günkü inanç ve kararlılıkla zaferimizi ve onun önderi Mustafa Kemal Atatürk’ü; emaneti, laik, çağdaş, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyetini ilelebet yaşatmaya ve gelecek nesillere aktarmaya devam edeceğiz.
Ulusumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı en içten dileklerimizle kutluyor, başta Büyük Önderimiz Atatürk olmak üzere canlarıyla bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz.